Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.
- Replace the old tires with new ones.
Lastikleri kontrol eder misin?
- Will you check the tires?
Ben lastikleri değiştirmek zorundayım.
- I have to change tires.
Tom'un araba lastiğini değiştirmesi uzun sürdü.
- It took Tom a long time to change the tire.
Sokakta aşağıya doğru yürürken iki beyaz kedinin bir araba lastiğinin kenarına işediğini gördüm.
- While walking down the street, I saw two white cats pissing near a car tire.
Sıcak güneş yüzünden, yorulmuşlardı.
- Because of the hot sun, they were tired.
Güneş yakıyordu ve onlar yorulmuşlardı.
- The sun was hot and they were tired.
Muhtemelen beklemekten yoruldu ve uykuya daldı.
- He probably got tired of waiting and fell asleep.
Öğretmekten çok yoruldum.
- I am very tired from teaching.
Mayuko yorgunluktan ölüyordu.
- Mayuko was tired to death.
Ben yorgunluktan ölüyorum, bir adım daha atamam!
- I'm dead tired, I can't take one more step!
Eve yağlı elbiselerle çok yorgun olarak geldim.
- I came home very tired and with greasy clothes.
men like apes follow the fashions in tires, gestures, actions: if the king laugh, all laugh .