I can't stand those goody-goody types.
- Şu iyilik timsali tiplere dayanamam.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
- Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
Ken is not the type of person who loses his temper easily.
- Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.
Tom is the type of person who always smiles.
- Tom her zaman gülümseyen bir tiptir.
He is not the sort of guy who gives in easily.
- O, kolay pes eden bir tip değildir.
He is a common sort of man.
- O, bilinen bir insan tipi.
This type of person isn't interesting.
- Bu tip insan, ilgi çekici değildir.
I read all kinds of books.
- Her tip kitabı okurum.
Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
- Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
Several guys were hanging around in front of the bar.
- Barın önünde çok sayıda acayip kılıklı tipler takılıyordu.
Tom isn't that type of guy.
- Tom o tip bir adam değildir.
The entomologist could not find a specimen of the bug.
- Böcekbilimci böceğin tipini bulamadı.
When he woke up, about half an hour after, he called it to him again, but Dash only looked sheepish and wagged the tip of his tail.
A half crown tip put the deputy's knowledge at my disposal, and I learned that Mr. Bloxam had left for his work at five o'clock that morning.
I thinke he thinkes vpon the sauage bull: / Tush, feare not man, wee'll tip thy hornes with gold, / And all Europa shall reioyce at thee .
I tip my 40 to your memory.
the brief suspended agony of the boat, as it would tip for an instant on the knife-like edge of the sharper waves, that almost seemed threatening to cut it in two .
Computer collectibles saved from the tip.
Yurt dışına gittiğinizde, bahşiş vermenin gerekli olduğunu aklınızda tutsanız iyi olur.
- When you go abroad, you'd better keep in mind that tipping is necessary.
Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi.
- He gave a tip as a sign of gratitude.
Tom parmak uçlarına basarak odaya girdi.
- Tom tiptoed into the room.
Tom parmak uçlarına basarak odadan çıktı.
- Tom tiptoed out of the room.
Suyun üstünde gördüğün şey sadece buz dağının tepesi.
- What you see above the water is just the tip of the iceberg.
Bu, buzdağının tepesi.
- It's the tip of the iceberg.
Bu makale, kelime hazinesini artırmak isteyenler için öneriler içerir.
- This article contains tips for those who are eager to increase their vocabulary.
Bu tavsiyeler hayatını kurtarabilir.
- These tips may save your life.
Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.
- In Japan it is not customary to tip for good service.
Onlara bahşiş vermek istemiyoruz.
- We don't want to tip them.