The country is trying hard to make up for her trade deficit.
- Ülke, dış ticaret açığını telafi etmek için çok çabalıyor.
President Jefferson did not want the trade ban to last long.
- Başkan Jefferson uzun sürecek ticaret yasağı istemiyordu.
The soul of commerce is upright dealing.
- Ticaretin ruhu dürüst iş yapmaktır.
Electronic commerce began to spread rapidly.
- Elektronik ticaret hızla yayılmaya başladı.
Many small business owners belong to a chamber of commerce.
- Birçok küçük işletme sahipleri bir ticaret odasına aittir.
Tom majored in business.
- Tom ticarette uzmanlaştı.
Did you know Tom was dealing drugs?
- Tom'un uyuşturucu ticareti yaptığını biliyor muydun?
The soul of commerce is upright dealing.
- Ticaretin ruhu dürüst iş yapmaktır.
They deal in software products.
- Onlar yazılım ürünleri ticareti yapıyorlar.
A butcher deals in meat.
- Bir kasap et ticareti yapar.
Many small business owners belong to a chamber of commerce.
- Birçok küçük işletme sahipleri bir ticaret odasına aittir.
Terrorists attacked the World Trade Center in New York City in 2001.
- Teröristler 2001 yılında New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'ne saldırdı.
Pangolins are said to be the world's most trafficked mammal.
- Karıncayiyenlerin dünyada en çok ticareti yapılan memeli olduğu söyleniyor.