Exporting is a commercial activity which transcends borders.
- İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.
My vet won't feed his dog commercial dog food.
- Benim veteriner köpeğini ticari köpek maması ile beslemeyecek.
I think that is his trademark.
- Bunun onun ticari markası olduğunu düşünüyorum.
The trademark is very well known.
- Ticari marka çok iyi bilinir.
I work for a trading company.
- Bir ticari firmada çalışıyorum.
Our trading companies do business all over the world.
- Ticari şirketlerimiz bütün dünyada işlerini yaparlar.
I won't let all that commercialism ruin my Christmas.
- Bütün ticari anlayışımın Noel'imi mahvetmesine izin vermeyeceğim.
I think that is his trademark.
- Bunun onun ticari markası olduğunu düşünüyorum.
The depiction violated a company's registered trademark.
- Betimleme, bir şirketin tescilli ticari markasını ihlal etti.