Mahkûm cezaevi duvarının altında bir delik açtı.
- The prisoner dug a hole under the prison wall.
Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
- By the time you get out of prison, she'll have been married.
Hapishaneden çıkmanı bekledim.
- I waited for you to get out of prison.
Tom on yıl önce cezaevinde öldü.
- Tom died in prison ten years ago.
Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
- Tom was released from prison last month.
Ben bir ağacın altına sığınmak zorunda kaldım.
- I had to take shelter under a tree.
Onlar yağmurdan sığınmak için bir yer aradı.
- They looked for a place to take shelter from the rain.
Onlar yağmurdan sığınmak için bir yer aradı.
- They looked for a place to take shelter from the rain.
Sığınma için acil bir ihtiyaç vardır.
- There is an urgent need for shelter.
Hapishaneden çıkmanı bekledim.
- I waited for you to get out of prison.
Polis seni hapishaneye koyacak.
- The police will put you in prison.
Tom yağmurdan korunmak için sığınak aradı.
- Tom sought shelter from the rain.
Evsiz, serin sağanaktan korunmak için sığınak aradı.
- The homeless sought shelter from the chilly shower.
Esaret altındaki hayvanlar uzun, korunaklı, canlı yaşarlar, oysa vahşi halde onlar canlı olarak yenilme tehlikesindedirler.
- Animals in captivity live long, sheltered lives, whereas in the wild they are in constant danger of being eaten alive.
Tom korunaklı bir hayat yaşıyordu.
- Tom lived a sheltered life.