O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu.
- If he did not watch so much television, he would have more time for study.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Yazar çalışma odasında kendini öldürdü.
- The author killed himself in his study.
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Tom Fransızca öğrenme isteğini kaybetti.
- Tom has lost interest in studying French.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
- He went to America to study English.
Öğrenmek için her gün okula gider.
- He goes to school to study every day.
My study was to avoid disturbing her.