this time, the present situation

listen to the pronunciation of this time, the present situation
الإنجليزية - التركية

تعريف this time, the present situation في الإنجليزية التركية القاموس.

here
burda

Sen burda bir öğrenci değil misin? - Aren't you a student here?

Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım? - Pardon me, how do I get to Downing Street from here?

here
bunda

Buyrun, bundan bir lokma deneyin. - Here, try a bite of this.

Peki bundan sonra ne olacak? - Where do we go from here?

here
(Bilgisayar) burayı

Lütfen burayı imzalayın. - Please sign your name here.

lütfen burayı imzalar mısınız? - Could you sign here, please?

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

İşte sizin için biraz haber. - Here's some news for you.

İşte senin için bir mektup. - Here is a letter for you.

here
burada

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın. - Please don't leave valuable things here.

Sonsuza dek burada kalamam. - I can't stay here forever.

here
buraya

Arabanızı buraya park edemezsiniz. - You cannot park your car here.

Arabanızı buraya park edemezsiniz. - You can't park your car here.

here
hey

Hey, hemen buraya gelebilir misin? - Hey, could you come up here right away?

Hey, lütfen bana burada yardım eder misin? - Hey, could you give me a hand over here, please?

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
الإنجليزية - الإنجليزية
here

Here in history, we are less diligent about quashing monopolies.

this time, the present situation
المفضلات