this time

listen to the pronunciation of this time
الإنجليزية - التركية
bu sefer

Jack bu sefer kesin başaracak. - Jack is bound to succeed this time.

Tom bu sefer doları yene çevirmemenin daha iyi olacağını düşünüyor. - Tom thinks it would be better not to change dollars into yen at this time.

bu kez

Bu kez onu deneyeceğim. - This time I'll try it.

Bu kez farklı olacak. - This time is going to be different.

bu defa

Bu defa gitmesine izin vereceğim. - I'll let it go this time.

Tom bu defa tekrar bize yardım etmeye istekli. - Tom is willing to help us again this time.

be sefer
Your time
vaktiniz
our time
bizim zamanımız
that time
O zaman

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi. - At that time, Mexico was not yet independent of Spain.

O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım. - By that time I'll have already left.

الإنجليزية - الإنجليزية
On or near the same date

this time last year.

on this occasion, on this opportunity
me time
Time to oneself; a period spent relaxing on one's own
this time

    التركية النطق

    dhîs taym

    النطق

    /ᴛʜəs ˈtīm/ /ðɪs ˈtaɪm/

    فيديوهات

    ... seconds each, every time they search. ...
    ... And what that means is that when it comes time to-- ...
المفضلات