Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
- Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
Tom, bir restoranda tek başına yemek yemenin yürek parçalayıcı olduğunu düşünmektedir.
- Tom thinks that eating at a restaurant by himself is pathetic.
Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum.
- I like to think I know what I'm talking about.
Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- I think he is Mr Brown.
Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
- I think it'll rain today.
Onu benim düşünce tarzıma ikna edebildim.
- I managed to bring him around to my way of thinking.
Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor.
- His book incorporates all his thinking on the subject.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Onlar kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürdü.
- They would think the person is modest or lazy.
Sana inanmak istediğimi düşünmüyor musun?
- Don't you think I want to believe you?
Bazı insanlar ana dili İngilizce olanların Çince öğrenmelerinin zor olduğuna inanmaktadır fakat ben aynı fikirde değilim.
- Some people think that it is difficult for a native speaker of English to learn Chinese, but I disagree.
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
Ne kadar süre beklemek zorunda kalacağımızı düşünüyorsun?
- How long do you think we'll have to wait?
Sanırım Tom beni beklemekten nefret ediyor.
- I think Tom hates waiting for me.
Sizce mantıksız davranıyor muyum?
- Do you think I'm being unreasonable?
Sizce ben şişman mıyım?
- Do you think I'm fat?
Sence, yalnız mı gitmeliyim?
- Do you think I should go alone?
Sence Tom'a söylemelimiyim?
- Do you think I should tell Tom?
Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
- Do you think this book is worth reading?
Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- I think he is Mr Brown.
Çocuklarımı düşünmek zorundayım.
- I have to think of my children.
Başka bir şey düşünmek zorundayız.
- We have to think of something else.
Üç gün boyunca bir şey yememişti, adamın gıda dışında herhangi bir şey hakkında düşünme sorunu vardı.
- The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
- The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
Sadece zayıf olduğumu düşünen insanlara sahip olmak istemiyorum.
- I just don't want to have people thinking I'm weak.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.
Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
- You can't expect me to always think of everything!
Yeni öğretmen hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of the new teacher?
Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
- What do you think of the original plan?
Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım.
- I'll have to think about it.
Onun hakkında düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.
- I need some time to think about it.
Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım.
- I'll have to think about it.
Ben onun hakkında düşünmek istiyorum.
- I want to think about it.
He thinks the world of you.
Neden her şey hakkında düşünmek zorundayım?
- Why do I have to think of everything?
Tom Mary'ye seçenekleri üzerinde düşünmek için biraz zaman almayı tavsiye etti.
- Tom advised Mary to take some time to think over her options.
Plan üzerinde düşünmek zorundayız.
- We have to think over the plan.
Bir beyin takımı nedir?
- What is a think tank?
Bir yılanı sadece düşünmek beni titretiyor.
- The mere thought of a snake makes me shiver.
Bunu hiç düşünmedim, dedi adam. Ne yapmalıyız?
- I've never thought about this, said the man. What should we do?
I hope you won’t think me stupid if I ask you what that means.
I think she is pretty, contrary to most people.
Idly, the detective thought what his next move should be.
I tend to think of her as rather ugly.
I'll have a think about that and let you know.
And than hym thought there com an olde man afore hym whych seyde, ‘A, Launcelot, of evill wycked fayth and poore beleve!’.
I thought for three hours about the problem and still couldn’t find the solution.
I think she’ll pass the examination.
here are general or global strategies whose effects may not show up as decision points marked by pauses as opposed to more local strategies that show up in think-aloud protocols as the translator verbalizes the options he or she is considering.
He got halfway out the door, thought better of it, and decided to stay home, instead.
I don't think much of her new book.
A girl's got to think on her future..
You have given me things to think on. I have never thought about the Creator in this way.
Go home, think it over and tell me your decision on Monday.
For French today, we will learn the word douche - now, don't think too much!.
But don't think twice, it's all right.
I can think up plenty of excuses not to go, but we really should attend.
t's fair to say that now-disgraced former foreign affairs minister Maxime Bernier was thinking with his little head—as well as his fat one.
What did you say? Oh, nothing, I was just thinking aloud.
Eastern thought.
The only reason some people get lost in thought is because it’s unfamiliar territory. —Paul Fix.
... And I think models will come up, revenue models which will ...
... And I think that you know that. ...