thin piece cut from a larger object; portion, share

الإنجليزية - التركية

تعريف thin piece cut from a larger object; portion, share في الإنجليزية التركية القاموس.

المصطلحات ذات الصلة

slice

{f} dilimlemek

slice

dilim

Genellikle ayda beş dilimden daha fazla pizza yer misin? - Do you usually eat more than five slices of pizza a month?

Tom son dilim ekmeği yedi bu yüzden Mary'nin yiyecek bir şeyi yoktu. - Tom ate the last slice of bread so Mary had nothing to eat.

slice

{f} kesmek

slice

doğramak

slice

parça

Bana bir parça jambon dilimler misin? - Would you slice me a piece of ham, please?

slice

dilim dilim etmek

slice

dilmek

slice

{f} biçmek

slice

{f} kesme vuruşu yapmak

slice

{f} bölmek

slice

{f} dilimlenmek

slice

{i} pay

slice

(Tıp) Dilin parça, kesit

slice

{i} spatula

slice

{i} hisse

slice

kesme vuruşu dilmek

slice

{f} (ekmek, kek, peynir v.b.'ni) dilimlemek; (havuç, patates v.b. sebzeyi) doğramak: Will you slice me a piece of bread? Bana bir

slice

{i} kesme vuruşu (tenis)

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف thin piece cut from a larger object; portion, share في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

{i} slice

الواصلة

thin piece cut from a larg·er object; portion, share