Neredeyse mükemmel bir skor yaptım.
- I almost got a perfect score.
Tom'un mükemmel bir skoru var.
- Tom got a perfect score.
Yerleşmek için bir puanımız var.
- We have a score to settle.
O, sınavda 85 puan aldı.
- He scored 85 on the exam.
Takımın en iyi forveti geçen sezon yirmi üç gol attı.
- The team's best striker scored twenty-three goals last season.