Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
O, dokuz yardın tamamını satın aldı.
- He bought the whole nine yards.
Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.
- I spent the whole afternoon chatting with friends.
Her cumartesi bütün evi temizleriz.
- Every Saturday we clean the whole house.