Bu limonlar çok taze.
- These lemons are fresh.
Limon ekşi bir meyvedir.
- The lemon is a sour fruit.
Limonlu bir çay , lütfen.
- A tea with lemon, please.
Mary'nin limonlu kekleri ölmeye değer.
- Mary's lemon cheesecake is to die for.
Hayat sana limonatalar veriyorsa, limonata yap.
- If life deals you lemons, make lemonade.
Hayat sana limonlar veriyorsa, limonata yap.
- If life gives you lemons, make lemonade.