the transmission that carries the message or file from transmitter to receiver

listen to the pronunciation of the transmission that carries the message or file from transmitter to receiver
الإنجليزية - التركية

تعريف the transmission that carries the message or file from transmitter to receiver في الإنجليزية التركية القاموس.

burst
{i} patlama

Tomurcuklar patlamaya başladı. - The buds began to burst.

Biz patlama duyduk ve evin tutuştuğunu gördük. - We heard the explosion and saw the house burst into flames.

burst
(Çevre) hızlanma
burst
boşanmak göz yaşı
burst
patlayış
burst
(Bilgisayar) kağıt ayırma
burst
{f} patla

Su boruları dondu ve sonra patladı. - The water pipes froze and then burst.

Su şebekesi deprem nedeniyle patladı. - The water mains burst due to the earthquake.

burst
kağıt ayırmak
burst
{f} aniden açmak
burst
{f} patlak vermek
burst
{i} patlama, çatlama
burst
{f} fırlamak
burst
birde

Tom birden ağlamaya başladı. - Tom burst out crying.

Tom birden kahkahayı patlattı. - Tom suddenly burst out laughing.

burst
(fiil) patlak vermek, patlamak; atılmak, fırlamak; çatlamak, yarılmak; boşanmak (gözyaşı), fışkırmak; infilak etmek, ortaya çıkmak, aniden açmak, had safhaya gelmek
burst
ileri fırlamak
burst
{f} çatlamak
burst
(isim) patlama, infilak, hamle, ileri atılma, atış, açılma, göz önüne serilme
burst
{f} atılmak
burst
{s} patlamış, patlak
burst
bir el silah atımında yapılan atış
burst
{i} hamle
الإنجليزية - الإنجليزية
burst
the transmission that carries the message or file from transmitter to receiver

    الواصلة

    the trans·mis·sion that carries the mes·sage or file from trans·mit·ter to re·cei·ver

    التركية النطق

    dhi tränsmîşın dhıt käriz dhi mesıc ır fayl fırm tränsmîtır tı risivır

    النطق

    /ᴛʜē transˈməsʜən ᴛʜət ˈkarēz ᴛʜē ˈmesəʤ ər ˈfīl fərm transˈmətər tə rēˈsēvər/ /ðiː trænsˈmɪʃən ðət ˈkæriːz ðiː ˈmɛsəʤ ɜr ˈfaɪl fɜrm trænsˈmɪtɜr tə riːˈsiːvɜr/
المفضلات