O, yumuşak bir sesle konuştu.
- She spoke with a soft voice.
O, gür bir sesle ağlamaya başladı.
- She began to cry in a loud voice.
Benimle ne cüretle o ses tonuyla konuşursun!
- How dare you speak to me in that tone of voice!
O, eşsiz ses tonunu kullanarak bir konuşma yaptı.
- He made a speech using his unique tone of voice.
Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.
- There was a scornful note in his voice.
O edilgen çatı değil.
- That is not the passive voice.
O edilgen çatı değil.
- That's not the passive voice.
O Marcus, I am warm’d; my heart Leaps at the trumpet’s voice. — Joseph Addison.