Bir dal çatırtısı duydum.
- I heard a twig crack.
Mary eklemlerini çatlattığında Tom sevmez.
- Tom doesn't like it when Mary cracks her knuckles.
Dolu pencereyi çatlattı.
- The hail cracked the window.
Benimle ne cüretle o ses tonuyla konuşursun!
- How dare you speak to me in that tone of voice!
Tom öğretmeniyle o ses tonuyla konuşmamalıydı.
- Tom ought not to have spoken to his teacher in that tone of voice.
Tom kapıyı biraz aralık bıraktı.
- Tom left the door open a crack.
You could tell by his tone of voice that he was uncomfortable.