the swelling of one's skin caused by an insect's mouthparts or sting

listen to the pronunciation of the swelling of one's skin caused by an insect's mouthparts or sting
الإنجليزية - التركية

تعريف the swelling of one's skin caused by an insect's mouthparts or sting في الإنجليزية التركية القاموس.

bite
ısırmak

Gülmemek için dudağımı ısırmak zorunda kaldım. - I had to bite my lip to prevent myself from laughing.

bite
{i} lokma

Ben sadece bir lokma ekmek aldım. - I only took a bite of bread.

Neredeyse öğle vakti. Neden bir lokma yemek için durmuyoruz. - It's nearly lunchtime. Why don't we stop to have a bite to eat?

bite
{i} ısırık

Kolumun her tarafında sivrisinek ısırıkları var. - I have mosquito bites all over my arm.

Kampa son gittiğinde Tom bir sürü sivrisinek ısırıklarına maruz kaldı. - Tom got a lot of mosquito bites the last time he went camping.

bite
{i} dişleme
bite
{i} acılık
bite
(Tıp) bite
bite
acı

Tom acıya göğüs germek zorunda kaldı. - Tom had to bite the bullet.

Tetanoz aşısı köpek ısırmasından daha çok acıttı. - The tetanus shot hurt more than the dog bite.

bite
ısırılarak kopartılan parça
bite
{f} ısır

Havlayan köpek ısırmaz. - A barking dog doesn't bite.

Havlayan köpek ısırmaz. - Dogs that bark don't bite.

bite
keskinlik
bite
(böcek/yılan/vb.) sokmak
bite
rahatsız etmek
bite
parça lokma
bite
{f} zokayı yutmak
bite
sokmak oltaya vurmak yakmak aşındırmak
bite
{f} oltaya gelmek
bite
{f} (soğuk) yakmak
bite
{f} yakmak
bite
{f} (balık) oltaya vurmak
bite
{f} (bit, bit.ten)
الإنجليزية - الإنجليزية
bite

After just one night in the jungle I was covered with mosquito bites.

the swelling of one's skin caused by an insect's mouthparts or sting

    الواصلة

    the swell·ing of one's skin caused by an insect's mouthparts or sting

    التركية النطق

    dhi swelîng ıv wʌnz skîn kôzd bay ın însekts mauthpärts ır stîng

    النطق

    /ᴛʜē ˈsweləɴɢ əv ˈwənz ˈskən ˈkôzd ˈbī ən ˈənˌsekts ˈmouᴛʜˌpärts ər ˈstəɴɢ/ /ðiː ˈswɛlɪŋ əv ˈwʌnz ˈskɪn ˈkɔːzd ˈbaɪ ən ˈɪnˌsɛkts ˈmaʊθˌpɑːrts ɜr ˈstɪŋ/
المفضلات