İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
Okulu bitirdikten sonra yurtdışında eğitim yapacağım.
- I will study abroad when I have finished school.
Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
- There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
Tom bitiş çizgisini geçen son kişiydi.
- Tom was the last one to cross the finish line.
Biz yarına kadar parti hazırlıklarını bitirmek zorundayız.
- We have to finish preparations for the party by tomorrow.
İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
- I want to finish the work on my own.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
Son rötuşları ekleyeceğim.
- I'll add the finishing touches.
O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.
- That plan still needed some finishing touches.