الإنجليزية - التركية
تعريف the sudden release of something held under pressure or tension في الإنجليزية التركية القاموس.
- snap
- {f} havada kapmak
- snap
- çıt sesi
- snap
- kırmak
- snap
- (at ile) dişlemek
- snap
- parmak şıklatma
- snap
- aceleyle yapılmış
- snap
- şaklama
- snap
- fotoğraf
Tom birkaç enstantane fotoğraf çekti.
-Tom took a few snapshots.
Bana yolculuğu sırasında çektiği fotoğrafları gösterdi.
-She showed me the snaps which she had taken during her journey.
- snap
- (isim) ısırma, kopma, çat sesi, kopça, çıtçıt, anlık şey, ani şey, kolay iş, enerji, gayret, şipşak fotoğraf, zencefilli bisküvi, çarpma sesi
- snap
- {f} (kırbacı) şaklatmak; (sert
- snap
- çat
Annem çantasını çat diye kapattı.
-Mother closed her purse with a snap.
Amuda kalktığımda boynum çatırdadı.
-My neck snapped when I did a headstand.
- snap
- {f} ısırmak
- snap
- {f} şipşak fotoğraf çekmek
- snap
- {f} şaklamak
- snap
- birden
- snap
- {s} sürpriz
- snap
- çat diye
Annem çantasını çat diye kapattı.
-Mother closed her purse with a snap.
- snap
- {f} şıklatmak
- snap
- {f} kopmak; koparmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف the sudden release of something held under pressure or tension في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- snap
the sudden release of something held under pressure or tension
الواصلة
the sud·den re·lease of some·thing held un·der pres·sure or ten·sionالتركية النطق
dhi sʌdın rilis ıv sʌmthîng held ʌndır preşır ır tenşınالنطق
/ᴛʜē ˈsədən rēˈlēs əv ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈheld ˈəndər ˈpresʜər ər ˈtensʜən/ /ðiː ˈsʌdən riːˈliːs əv ˈsʌmθɪŋ ˈhɛld ˈʌndɜr ˈprɛʃɜr ɜr ˈtɛnʃən/
Resimler
المفضلات