the substance or matter of which anything is made or may be made

listen to the pronunciation of the substance or matter of which anything is made or may be made
الإنجليزية - التركية

تعريف the substance or matter of which anything is made or may be made في الإنجليزية التركية القاموس.

material
{i} madde

Japonya ham maddelerinin çoğunu ithal etmek zorunda. - Japan has to import most of its raw materials.

Japonya yurt dışından çeşitli ham maddeleri ithal eder. - Japan imports various raw materials from abroad.

material
materyal

Mary bir materyalisttir. - Mary is a materialist.

Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim. - This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.

material
{i} malzeme

Bu malzemenin herkes için yararlı olduğunu düşünüyorum. - I think that this material is of benefit to everyone.

Bütün malzemeleri toparladık. - We got all the materials together.

material
maddi

1894 yılında maddi sorun tekrar ivedi oldu. Küçük ailesiyle birlikte, doktor Grodno'ya taşınmak zorunda kaldı. - In 1894 the material question again became pressing. With his little family, the doctor had to move to Grodno.

Onlar ona hem maddi hem de manevi destek verdiler. - They gave him both material and spiritual support.

material
gereçler
material
(sıfat) maddi, maddeci, maddesel, bedensel, gerekli, zaruri
material
gereç
material
özdek
material
"to" ile değgin
material
materials science maddelerin kullanım ve niteli
material
özdeksel
material
{s} maddesel

İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi. - After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.

Antik dönem Gnostikleri maddesel dünyanın içkin olarak kötücül olduğuna inanıyorlardı. - The ancient Gnostics believed that this material world was innately malevolent.

material
etkili
material
mühim
material
{s} maddeci

Çok fazla maddecilikle büyüdün ve şimdi komşularını kıskanıyorsun. - You grew up with too much materialism, and now you envy your neighbours.

Maddeci olduğumu sanmıyorum. - I don't think I'm materialistic.

الإنجليزية - الإنجليزية
material
the substance or matter of which anything is made or may be made

    الواصلة

    the sub·stance or mat·ter of which a·ny·thing I·s made or May be made

    التركية النطق

    dhi sʌbstıns ır mätır ıv hwîç enithîng îz meyd ır mey bi meyd

    النطق

    /ᴛʜē ˈsəbstəns ər ˈmatər əv ˈhwəʧ ˈenēˌᴛʜəɴɢ əz ˈmād ər ˈmā bē ˈmād/ /ðiː ˈsʌbstəns ɜr ˈmætɜr əv ˈhwɪʧ ˈɛniːˌθɪŋ ɪz ˈmeɪd ɜr ˈmeɪ biː ˈmeɪd/
المفضلات