O görünüşte varlıklı fakat gerçekte değildir.
- He is wealthy in appearance but not in reality.
Roosevelt, 1858 yılında New York'ta varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
- Roosevelt was born to a wealthy family in New York City in 1858.
Zenginlik için fazla arzum yok.
- I don't have much desire for wealth.
Sağlık zenginliğin üstündedir, zira zenginlik bize sağlık kadar çok mutluluk vermiyor.
- Health is above wealth, for this does not give us so much happiness as that.
Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.
- I was given a minor share of my father's wealth.
Servetin adil bir biçimde dağıldığı bir toplum hayal ediyorum.
- I dream of a society whose wealth is distributed fairly.
O, mal varlığından memnun değil.
- He is none the happier for his wealth.