الإنجليزية - التركية
تعريف the state or process of simmering في الإنجليزية التركية القاموس.
- simmer
- kaynatmak
- simmer
- yatışmak
- simmer
- coşmak
- simmer
- (with ile) dolup taşmak
- simmer
- kaynat
Domates sosunu ne kadar uzun kaynatırsan o kadar lezzetli olur.
-The longer you let the tomato sauce simmer, the tastier it will be.
Lütfen düşük ısıda fasulyeleri bir süre kaynatın.
-Please simmer the beans for a while over a low heat.
- simmer
- (isim) kaynama, kaynatma, patlama, patlayacak hale gelme, galeyan
- simmer
- simmer down k
- simmer
- öfke veya coşkunluktan patlar hale gelme
- simmer
- kaynar hale gelmek
- simmer
- {f} içten içe kaynamak
- simmer
- {i} kaynatma
- simmer
- {i} patlama
- simmer
- hafif heyecan içinde bulunmak
- simmer
- (fiil) içten içe kaynamak, yavaş yavaş kaynamak, patlamak üzere olmak, içten içe kaynatmak, galeyana getirmek
- simmer
- yavaş yavaş hafiflemek
- simmer
- {i} kaynama
- simmer
- {f} with (öfke v.b. duygularla) (için için)
- simmer
- {f} içten içe kaynatmak
- simmer
- {f} (gizli bir iş) kaynamak
- simmer
- {i} patlayacak hale gelme
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف the state or process of simmering في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- simmer
the state or process of simmering
الواصلة
the state or proc·ess of simmeringالتركية النطق
dhi steyt ır prôses ıv sîmırîngالنطق
/ᴛʜē ˈstāt ər ˈprôˌses əv ˈsəmərəɴɢ/ /ðiː ˈsteɪt ɜr ˈprɔːˌsɛs əv ˈsɪmɜrɪŋ/
Resimler
المفضلات