the state or condition of having weight; weight; heaviness

listen to the pronunciation of the state or condition of having weight; weight; heaviness
الإنجليزية - التركية

تعريف the state or condition of having weight; weight; heaviness في الإنجليزية التركية القاموس.

gravity
yerçekimi

Yerçekimi insan vücuduna baskı yapıyor. - Gravity stresses the human body.

Yerçekimi her şeyi dünyaya düşürür. - Gravity brings everything down to Earth.

gravity
{i} çekim

Newton'un yer çekimi kanunu organların birbirini çekme tarzıyla ilgili birçok bilimsel deney ve gözlemlere dayalı matematiksel bir anlatımdır. - Newton's law of gravity is a mathematical description of the way bodies are observed to attract one another, based on many scientific experiments and observations.

Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir. - Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.

gravity
(Fizik) kütleçekim
gravity
{i} ağırbaşlılık
gravity
(Fizik,Teknik) yerçekim kuvveti
gravity
büyüklük
gravity
yerçekim

Bu son derece bir yerçekimi sorunudur. - This is a matter of the utmost gravity.

Yerçekimi her şeyi dünyaya düşürür. - Gravity brings everything down to Earth.

gravity
ciddiyet

Tom durumun ciddiyetinin farkında değildi. - Tom wasn't aware of the gravity of the situation.

gravity
{i} peslik
gravity
{i} önem
gravity
gravity cell içinde elektrik cereyanı hasıl olan cam veya porselengravity rail road yerçekimi gücüyle işleyen demir
gravity
{i} ciddilik
gravity
{i} ağırlık

Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner. - The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.

gravity
i., fiz
gravity
(Tıp) Cazibe, çekim, yer çekimi
gravity
ciddiyet, vahamet
gravity
gravite;yerçekimi
الإنجليزية - الإنجليزية
gravity
the state or condition of having weight; weight; heaviness
المفضلات