the state of that which freezes; in ice form

listen to the pronunciation of the state of that which freezes; in ice form
الإنجليزية - التركية

تعريف the state of that which freezes; in ice form في الإنجليزية التركية القاموس.

frozen
{s} donmuş

Göl donmuştu ama buzun üzerinde yürümek için yeterince güçlü olduğundan emin değilim. - The lake has frozen over but I'm not sure the ice is strong enough to walk on.

Çocuklar donmuş gölet üzerinde bir hokey pisti kurdular. - The boys set up a hockey rink on the frozen pond.

frozen
dondurulmuş

Dondurulmuş yoğurda can atıyorum. - I'm dying for frozen yogurt.

Bazen dondurulmuş sebze alırım. - Sometimes, I buy frozen vegetables.

frozen
frozen assets donmuş mevduat
frozen
{s} kesin
frozen
freeze don/dondur
frozen
frozen credits donmuş krediler
frozen
{s} soğuk

O kadar soğuk ki nehir dondu. - It's so cold that the river has frozen over.

Dün yine çok soğuktu. Donmuş olabilirim. - Yesterday it was so cold again. I may have frozen.

frozen
frozen prices donmuş fiyatlar
frozen
{s} donakalmış
frozen
{s} değişmez
frozen
buz kesilmek
frozen
donma
frozen
f., bak. freeze. s. donmuş
frozen
camit
frozen
buz kesilmiş
frozen
{f} don

Tom asla dondurulmuş elma almadı. - Tom has never bought frozen apples.

Neredeyse donarak ölüyorduk. - We were nearly frozen to death.

الإنجليزية - الإنجليزية
frozen
the state of that which freezes; in ice form
المفضلات