الإنجليزية - التركية
تعريف the state of being reserved, or kept in store في الإنجليزية التركية القاموس.
- reservation
- {i} yer ayırtma
Otelde daha önce yer ayırtmalıydın.
-I ought to have made a hotel reservation earlier.
- reservation
- rezervasyon
Bir otel rezervasyonu istiyorum.
-I'd like a hotel reservation.
Bir rezervasyonum var, benim adım Kaori Yoshikawa. İşte benim onay kartım.
-I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here's my confirmation card.
- reservation
- tereddüt
- reservation
- yer ayırtımı
- reservation
- (Bilgisayar) ayırma
- reservation
- kayıt
- reservation
- koşul
- reservation
- şüphe
- reservation
- şart
- reservation
- kuşku
- reservation
- çekince, şüphelerim
Have reservations about sth; bir konuda çekinceleri olmak.
- reservation
- {i} ön koşul
- reservation
- {i} doğal koruma alanı
- reservation
- fikrinin hepsini söylememe
- reservation
- açığa vurmama
- reservation
- (Askeri) ASKERİ ARAZİ: Bir askeri mevki veya kamp arazisi gibi belirli bir maksat için ayrılmış saha
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف the state of being reserved, or kept in store في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- reservation
- state of being
- Regarding a person's physical condition
- state of being
- As opposed to mental condition (state of mind), the overall physical condition of a person
المصطلحات ذات الصلة
the state of being reserved, or kept in store
الواصلة
the state of be·ing reserved, or kept in storeالنطق
Resimler
المفضلات