Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onlar birbiriyle görüşmeye başladı.
- Fred took a liking to Jane and they started seeing each other.
Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.
- Fred took a liking to Jane and started dating her.
Onun zengin gıdalar için büyük bir beğenisi vardır.
- She has a great liking for rich foods.
Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?
- What's the difference between liking and loving someone?
Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.
- Mary's boss is a bit too tactile for her liking.
O bana tamamen zevkime uygun bir kravat verdi.
- She gave me a necktie which was completely to my liking.
Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?
- What's the difference between liking and loving someone?
Ne zaman beyzbolu sevmeye başladın?
- When did you start liking baseball?