the small hours: see hour small wonder: see wonder see also smalls

listen to the pronunciation of the small hours: see hour small wonder: see wonder see also smalls
الإنجليزية - التركية

تعريف the small hours: see hour small wonder: see wonder see also smalls في الإنجليزية التركية القاموس.

small
{s} ufak

Kız kardeşim ve ben tatilde Fuji Dağı'nın dibindeki ufak bir köyde kaldık. - During the vacation my sister and I stayed at a small village at the foot of Mt. Fuji.

Aslında, ufak bir şikayetim var. - Actually, I do have one small complaint.

small
{s} küçük

Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir. - Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.

Hollanda küçük bir ülkedir. - Holland is a small country.

small
{s} hafif
small
{s} mütevazi
small
ufak parça
small
çok bencil
small
mütevazı
small
ufak ufak
small
küçük küçük
small
{i} dar kısım
small
{s} minik
small
{s} cömertlikten yoksun, yalnızca kendi çıkarlarını düşünen, çok bencil
small
{i} arka

Bizim bir bayan arkadaşımız, geçen hafta küçük bir kasabaya bir seyahat yaptı. - A woman friend of ours took a trip to a small town last week.

Bizim küçük bir arka bahçemiz var. - We have a small backyard.

small
small arms tabanca gibi ufak silahlar
small
{s} küçücük
small
bir şeyin ince yeri
small
{s} ufak tefek

Ne kazandığın patronun maaşı ile karşılaştırıldığında ufak tefek şey. - What you make is small potatoes compared to the boss's salary.

small
{s} mini
small
(sıfat) küçük, mini, ufak, minik, az, ufak tefek, küçücük, ufacık, basit, sıradan, önemsiz, fakir, zayıf, hafif, mütevazi
الإنجليزية - الإنجليزية
small
the small hours: see hour small wonder: see wonder see also smalls
المفضلات