the situation in which the king is directly threatened by an enemy piece

listen to the pronunciation of the situation in which the king is directly threatened by an enemy piece
الإنجليزية - التركية

تعريف the situation in which the king is directly threatened by an enemy piece في الإنجليزية التركية القاموس.

check
{i} durdurma
check
adisyon
check
kontrolünü yapmak

Ben fizibilite kontrolünü yapmak istiyorum. - I'd like to do a feasibility check.

check
(Satranç) şah çekmek
check
ket
check
engellemek
check
denetim

Hızlı bir denetim yapacağım. - I'll do a quick check.

Bu onların çalışmaları hakkında bir denetim olarak hizmet verecek. - This will serve as a check on their work.

check
durdurmak
check
tutma
check
(kumar) fiş
check
hesap

Garson, hesap lütfen. - Waiter, the check, please.

Ayrı hesaplar istiyoruz, lütfen. - We'd like separate checks, please.

check
tekşirmek
check
{f} denetle

Bir bilgisayar yazım denetleyicisi aynı zamanda pek çok yazım hatalarını da ortadan kaldırabilir. - A computer spell checker could also eliminate most typing mistakes.

Ben bir denetleme yapıyorum. - I've been doing some checking.

check
{i} fiş
check
{i} denetleme

Ben bir denetleme yapıyorum. - I've been doing some checking.

check
ekose desen/kum
check
in counter/desk hava terminalinde bilet ve bagajın kontrol edildiği tezgâh
check
{f} şah demek
check
emanet odasına teslim etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
check
the situation in which the king is directly threatened by an enemy piece

    الواصلة

    the si·tu·a·tion in which the King I·s di·rect·ly threatened by an en·e·my piece

    التركية النطق

    dhi sîçueyşın în hwîç dhi kîng îz dayrekli thretınd bay ın enımi pis

    النطق

    /ᴛʜē ˌsəʧo͞oˈāsʜən ən ˈhwəʧ ᴛʜē ˈkəɴɢ əz dīˈreklē ˈᴛʜretənd ˈbī ən ˈenəmē ˈpēs/ /ðiː ˌsɪʧuːˈeɪʃən ɪn ˈhwɪʧ ðiː ˈkɪŋ ɪz daɪˈrɛkliː ˈθrɛtənd ˈbaɪ ən ˈɛnəmiː ˈpiːs/
المفضلات