O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
- He left the Mexican capital to return to Texas.
Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
- I must return home within a week.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Ah! Tekrar unuttum! Bugün bir kitabı iade etmek için kütüphaneye gitmem gerekiyordu.
- Ah! I forgot again! I was supposed to go to the library to return a book today!
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
- I only wish I could return the favor.
Tom karşılık olarak ne bekliyor?
- What does Tom expect in return?