Onlar batı ülkeleriyle iletişim kurdular.
- They communicated with the Western countries.
Batı ülkeleri konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'ya atlıyor.
- Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.
Çok sayıda aile sınırda yeni bir hayat kurmak için batıya gitti.
- Many families went west to make a new life on the frontier.
Yol batıya doğru hafifçe kıvrılır.
- The road curves gently towards the west.
Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
- Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
Güneş batıdan doğsada, o kararından vazgeçmez.
- Were the sun to rise in the west, she would not change her resolution.
Roger batıda şehirden şehire seyahat etti.
- Roger traveled from town to town in the west.
Batıdaki erkekler genellikle viski içer.
- Generally men in Westerns drink whisky.
Onun ordusu, Mississippi Nehri'nin batısındaydı.
- His army was west of the Mississippi River.
Şehir Londra'nın batısında bulunmaktadır.
- The city is found west of London.
Gemi, batıya doğru seyrediyor.
- The ship is sailing to the west.
Yol batıya doğru hafifçe kıvrılır.
- The road curves gently towards the west.