Onun seni azarlaması için hiçbir sebep yoktur.
- There is no reason for her to scold you.
Sebep olmadan asla kızgın olmam.
- I'm never angry without reason.
Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.
- For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be.
Onu yapmaman için çok sayıda nedenler var.
- There are a good many reasons why you shouldn't do it.
Tom'un şimdi mutlu olmak için iyi bir gerekçesi var.
- Tom now has a good reason to be happy.
Söylediği gerekçeyi anlamak zor.
- The reason which he gave is hard to understand.
Bu akıl yürütme gerçekten delice.
- This reasoning is really insane.
Bu akıl yürütme ile ilgili temel bir hatadır.
- This is an elementary error of reasoning.
Daha mantıklı olmalısın.
- You should be more reasonable.
O, benim önerimin mantıklı olduğunu kabul etti.
- She allowed that my offer was reasonable.
Onu yapmaman için çok sayıda sebepler var.
- There are a good many reasons why you shouldn't do it.
Ona boyun eğmem için herhangi bir sebep var mı?
- Is there any reason why I must obey him?
Bu akıl yürütme ile ilgili temel bir hatadır.
- This is an elementary error of reasoning.
Bu akıl yürütme gerçekten delice.
- This reasoning is really insane.
Gençliğinin bittiğini düşünmek için iyi bir nedenin olabilir.
- You may have good reason to think that your youth is over.
Bir sarhoşu ikna etmeye çalışmak imkansızdır.
- It's impossible to reason with a drunk.
Tom başka ne için oraya giderdi?
- Why else would Tom go there?
Tom kalma sebebi bulmak için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to find a reason to stay.
Söylediği gerekçeyi anlamak zor.
- The reason which he gave is hard to understand.
Tom kalma sebebi bulmak için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to find a reason to stay.
Tom sebebini bilmek istiyor.
- Tom would like to know the reason.
İlerde bunu tartışmak için sebep olmadığını anlıyorum.
- I see no reason to discuss it further.
Altmış yaşındaki ev sahibim niye bir trambolin aldı?
- Why did my sixty-year-old landlord buy a trampoline?
Araban varken niye yürüyorsun?
- Why do you walk when you have a car?
Dün niçin sınıfta yoktun?
- Why did you absent yourself from class yesterday?
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
Onun istifa etmesi için bir neden yok.
- There is no reason why he should resign.
Neden Japonya'ya geldin?
- Why did you come to Japan?
Tom and Mary still haven't told me the reason why they're not going to do that.
- Tom and Mary still haven't told me the reason why they aren't going to do that.
I don't know the reason why Tom did that.
- I don't know the reason Tom did that.
And the specific distinction between man and beast is now, strictly speaking, no longer reason (the lumen naturale of the human animal) but science….
to reason out the causes of the librations of the moon'''.
to reason down a passion.
I reasoned the matter with my friend.
proof, more or less decisive, for an opinion or a conclusion.
I was promised, on a time, To have reason for my rhyme.
... the Iranian people. The reason the sanctions are in place on Iran is because they have ...
... So that's the reason we're making electric cars and not ...