the quantity of items available at a given price

listen to the pronunciation of the quantity of items available at a given price
الإنجليزية - التركية

تعريف the quantity of items available at a given price في الإنجليزية التركية القاموس.

supply
tedarik etmek
supply
tedarik

Grant, iki şehir arasındaki tedarik hatlarını kesmek istiyordu. - Grant wanted to cut the supply lines between the two cities.

Tom ve Mary tedarik dolabında seks yaptı. - Tom and Mary had sex in the supply closet.

supply
{i} arz

Arz ve talep arasında yakın ilişki vardır. - There is close relationship between supply and demand.

Fiyatlar arz ve talebe bağlıdır. - Prices depend on supply and demand.

supply
karşılayan
supply
arz,v.sağla: n.tedarik
supply
(Ticaret) işletme malzemesi
supply
mevcut
supply
vermek
supply
sağlama jüyesi
supply
{i} ödenek
supply
{i} levazım
supply
(Avrupa Birliği) sağlamak, temin etmek, tedarik etmek
supply
{f} with (birinin ihtiyacını) karşılamak; (bir şeyi) bulup (müşteriye) ulaştırmak: He supplies us with tobacco. Tütün ihtiyacımızı karşılıyor
supply
bir makamı işgal etmek
supply
{i} sunu
supply
(Nükleer Bilimler) kaynak,arz, taahhüt
supply
{i} verme

İnternet'te hiçbir siteye gerçek adımı vermem. - I don't supply my real name to any site on the Internet.

Hiçbir İnternet sitesine gerçek adımı vermem. - I don't supply my real name to any Internet site.

supply
{f} karşılamak
supply
stok miktar
supply
gereç
الإنجليزية - الإنجليزية
supply
the quantity of items available at a given price

    الواصلة

    the quan·ti·ty of items a·vail·a·ble at a giv·en price

    التركية النطق

    dhi kwäntıti ıv aytımz ıveylıbıl ät ı gîvın prays

    النطق

    /ᴛʜē ˈkwäntətē əv ˈītəmz əˈvāləbəl ˈat ə ˈgəvən ˈprīs/ /ðiː ˈkwɑːntətiː əv ˈaɪtəmz əˈveɪləbəl ˈæt ə ˈɡɪvən ˈpraɪs/
المفضلات