Her şey değişmek üzere.
- Everything's about to change.
Ben sadece işlerin değişmek zorunda olmamasını diliyorum.
- I just wish things didn't have to change.
Tren geç vardığı için onlar programını değiştirmek zorunda kaldılar.
- They had to change their schedule because the train arrived late.
Onu değiştirmek istiyorum.
- I want to change that.
Hükümet temel değişiklikler yapmalı.
- The government must make fundamental changes.
İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır.
- Man's skin is very sensitive to temperature changes.
Ben taslakda bazı değişiklikler yapmak istiyorum.
- I'd like to make some changes in the draft.
Hükümet temel değişiklikler yapmalı.
- The government must make fundamental changes.
The product is undergoing a change in order to improve it.