Tüm bu verileri işlemek için zamanımız yok.
- We don't have time to process all this data.
Tarih, her daim devam eden bir süreçtir.
- History is an ever-ongoing process.
Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.
- Introducing democratic ideas into that country will be a slow process.
Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.
- All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.
Bu bilgisayarın bir Pentium işlemcisi var.
- This computer has a Pentium processor.
Onu şu anda yapma aşamasındayım.
- I'm in the process of doing that right now.
Bu çok aşamalı bir süreçtir.
- It is a multi-stage process.
O işleme başlamak istiyorum.
- I want to get that process going.
Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.
- Two more food processing plants closed down this month.
Modern tıbbın ilerlemesi uzun bir süreçti.
- The advancement of modern medicine was a long process.
En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.
- The best solution can only be found by a process of trial and error.
En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.
- The best solution can only be found by a process of trial and error.
Ben kelime işlemcini kullanmak istiyorum.
- I would like to use your word processor.
Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.
- All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.
... demerits towards that thought process. ...
... But during the process, two elements should be emphasized. ...