Okul müdürü onun dürüstlüğü konusunda beni ikna etti.
- The principal assured me of her honesty.
Okul müdürü mezun öğrencilerin her biri ile el sıkıştı.
- The principal shook hands with each of the graduating pupils.
Bir büyük girişimin ana elemanı kendine güvendir.
- Self-confidence is the principal element of any great endeavor.
Bay Jackson bizim başkanımız.
- Mr. Jackson is our principal.
Menopoz, yumurtalıkların başlıca fonksiyonlarının kalıcı olarak durmasıdır.
- The menopause is the permanent cessation of the ovaries' principal functions.
Bay Jackson bizim şefimiz.
- Mr. Jackson is our principal.
Bu, senin planına karşı temel argümanlardan biridir.
- This is one of the principal arguments against your plan.
NASA'nın Juno misyonunun temel hedefi Jüpiterin kökeni ve evrimini anlamaktır.
- The principal goal of NASA's Juno mission is to understand the origin and evolution of Jupiter.
Now you're in trouble! You're going to see the principal for that.