الإنجليزية - التركية
تعريف the pricing factor upon which the insurance buyer's premium is based في الإنجليزية التركية القاموس.
- rate
- {i} oran
Hastalık ne oranda yayıldı.
-At what rate did the illness spread?
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
-Falling interest rates have stimulated the automobile market.
- rate
- {i} değer
Bunu nasıl değerlendirirdin?
-How would you rate that?
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
-The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.
- rate
- {i} hız
Japon ekonomisinin büyüme hızı bu yıl % 0.7'yi geçecek.
-The growth rate of the Japanese economy will top 0.7% this year.
Çok yüksek bir hızda daktilo ile yazabilirim.
-I can type at a very fast rate.
- rate
- {f} sınıflandırmak
- rate
- farzetmek
- rate
- (Bilgisayar) faiz_oranı
Parasını yüksek faiz oranıyla ödünç veriyor.
-He lends money at a high rate of interest.
- rate
- değerini tahmin etmek
- rate
- olarak değerlendirmek
- rate
- nispet
- rate
- gözü ile bakmak
- rate
- {f} fiyat belirlemek
- rate
- {i} derece
- rate
- {i} değer, fiyat, ücret: hourly rate saat başına
- rate
- {f} layık olmak
- rate
- {i} belediye vergisi (İng.)
- rate
- mülk vergisi
- rate
- {f} sayılmak
- rate
- {f} hak etmek
- rate
- {i} bedel
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف the pricing factor upon which the insurance buyer's premium is based في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- rate
the pricing factor upon which the insurance buyer's premium is based
الواصلة
the pric·ing fac·tor up·on which the insur·ance buyer's pre·mi·um I·s basedالتركية النطق
dhi praysîng fäktır ıpän hwîç dhi înşûrıns bayırz primiım îz beystالنطق
/ᴛʜē ˈprīsəɴɢ ˈfaktər əˈpän ˈhwəʧ ᴛʜē ənˈsʜo͝orəns ˈbīərz ˈprēmēəm əz ˈbāst/ /ðiː ˈpraɪsɪŋ ˈfæktɜr əˈpɑːn ˈhwɪʧ ðiː ɪnˈʃʊrəns ˈbaɪɜrz ˈpriːmiːəm ɪz ˈbeɪst/
Resimler
السابق
المفضلات