the present time or moment; the present

listen to the pronunciation of the present time or moment; the present
الإنجليزية - التركية

تعريف the present time or moment; the present في الإنجليزية التركية القاموس.

now
şimdi

Toplantıyı şimdi başlatalım mı? - Shall we start the meeting now?

O şimdi bir mektup yazıyor. - She is writing a letter now.

now
şu aralar
now
şu tapta
now
şu anda

Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim. - I just bet you were thinking something perverse just now.

Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız? - Are you ready to order now?

now
hemen

İlerlemek ve faturayı hemen ödemek sanırım mantıklı olur. - I suppose it makes sense to go ahead and pay the bill right now.

Onu hemen yapabilir miyim? - May I do it right now?

now
{i} şu an

Şu an sadece ısınıyorum. - I am only warming up now.

Onun yardımı olmasa, şu an hayatta olmam. - If it weren't for her help, I would not be alive now.

now
acilen
now
conj. mademki
now
halen

Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz. - Even now, we still doubt that he is the real murderer.

now
zaman zaman

Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım. - I fall asleep in the class every now and then.

Tom zaman zaman Mary'den haber alır. - Tom hears from Mary every now and then.

now
öylenow this
now
now that bazen biri bazen öteki
now
şimdiki zaman
now
bağlaç
now
(zarf) şimdi, şu anda, halen, acilen, hemen, derhal
now
(bağlaç) mademki, dığından
now
now and then ara sıra
now
argo günümüze uygun
the present time
halihazır
الإنجليزية - الإنجليزية
now
the present time
{n} now
the present time or moment; the present
المفضلات