the power or capacity of enduring; the act of enduring; endurance

listen to the pronunciation of the power or capacity of enduring; the act of enduring; endurance
الإنجليزية - التركية

تعريف the power or capacity of enduring; the act of enduring; endurance في الإنجليزية التركية القاموس.

tolerance
{i} hoşgörü

Korkaklara hiçbir hoşgörüm yok. - I have no tolerance of cowards.

İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir. - Drugs can cause both dependency and tolerance.

tolerance
{i} tolerans

Tolerans kötülüğe uygulandığında bir suç olur. - Tolerance becomes a crime when applied to evil.

Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır. - The football club has a zero tolerance policy on referee abuse.

tolerance
müsamaha
tolerance
{i} hata payı
tolerance
oynama payı
tolerance
(Biyokimya) dayanım
tolerance
(Mekanik) pay
tolerance
dayanıklılık
tolerance
{i} (organizma v.b.'ne özgü) tahammül, dayanma
tolerance
(Askeri) TOLERANS: Ölçme tekniğinde veya bir makinenin ya da makine parçasının boyutlarında veya bir aletin mükemmeliyet derecesinde, standartlara veya teorik değerlere nazaran izin verilen boşluk miktarı
tolerance
hoş görme
tolerance
{i} dayanma
tolerance
{i} tolerans, özür payı
tolerance
müsaade
tolerance
{i} tahammül
الإنجليزية - الإنجليزية
tolerance
the power or capacity of enduring; the act of enduring; endurance

    الواصلة

    the po·wer or ca·pac·i·ty of enduring; the act of enduring; en·dur·ance

    النطق

المفضلات