the place of entering, as a gate or doorway

listen to the pronunciation of the place of entering, as a gate or doorway
الإنجليزية - التركية

تعريف the place of entering, as a gate or doorway في الإنجليزية التركية القاموس.

entrance
(Tıp) entrans
entrance
başlangıç
entrance
(Bilgisayar) giriş noktası
entrance
girme

Bugün giriş sınavına girmek zorundayım. - I have to take the entrance examination today.

Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zor sınavlara girmeleri gerektiği tüm dünyada bilinmektedir. - It is known all over the world that, in Japan, students have to take difficult entrance examinations to enter universities.

entrance
{f} ilgi uyandır
entrance
kapı

Giriş kapısı kilitli olduğu için biz eve giremedik. - Because the entrance was locked, we couldn't enter the house.

entrance
giriş yeri
entrance
esritmek
entrance
{i} atılma
entrance
giriş ücreti
entrance
{i} sahneye çıkma
entrance
büyüle

Ben sadece onun yüzünün güzelliği tarafından büyülendim. - I was simply entranced by the beauty of her face.

Tom Mary'nin şarkı söylemesinden büyülendi. - Tom was entranced by Mary's singing.

entrance
giriş hakkı
entrance
(fiil) büyülemek, mest etmek, hayran bırakmak, kendinden geçirmek
entrance
(Tıp) Giriş, giriş lyeri
entrance
{i} giriş yeri, giriş kapısı, giriş
entrance
vecit haline koymak
entrance
{i} giriş ücreti, giriş
الإنجليزية - الإنجليزية
entrance

Place your bag by the entrance so that you can find it easily.

the place of entering, as a gate or doorway
المفضلات