Bozuk paramı genellikle masamın çekmecesine atarım.
- I usually toss my loose change into my desk drawer.
O, çekmeceyi açarken dikkatliydi.
- She was careful opening the drawer.
Tom çekmeceleri gözden geçirdi.
- Tom looked through the drawers.
Mary elbiselerini düzgünce katladı ve onları şifoniyer çekmecelerine yerleştirdi.
- Mary neatly folded her clothes and placed them in her dresser drawers.