الإنجليزية - التركية
تعريف the person behind the character, the two should not be used interchangeably في الإنجليزية التركية القاموس.
- player
- {i} oyuncu
O bir üniversite futbol oyuncusu oldu.
-He grew up to be a college football player.
Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz.
-We regard him as the best player on the team.
- player
- çalıcı/oyuncu
- player
- çalgı çalan kimse
- player
- {i} player
- player
- {i} kumarbaz
- player
- player piano otomatik tertibatı bulunan piyano
- player
- çalgıcı
- player
- {i} k.dili. bir işle meşgul olanlardan biri
- player
- {i} çalan kimse
- player
- {i} aktör
- player
- profesyonel oyuncu
Onlar profesyonel oyuncu oldu.
-They became professional soccer players.
- player
- {i} çalar
Favori ses çaların nedir?
-What's your favorite audio player?
Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.
-I just bought the latest version of this MP3 player.
- player
- {i} eğlenceyle vakit geçiren kimse
- player
- eğlence ile vakit geçiren kimse
- player
- {i} çalgı çalan kimse, çalgıcı
- player
- müzik aletini çalmak için kullanılan otomatik cihaz
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف the person behind the character, the two should not be used interchangeably في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- player
the person behind the character, the two should not be used interchangeably
الواصلة
the per·son be·hind the character, the two should not be used in·ter·change·a·blyالنطق
Resimler
المفضلات