Bir kabine oluşturmak zordur.
- Forming a cabinet is difficult.
O, on yıldan daha fazla süredir tek başına bir kabinde yaşamaktadır.
- He has been living in the cabin by himself for more than ten years.
Kamaramdan güverteye gittim.
- I went on deck from my cabin.
Tom bir şelaleye yakın bir kamarada yaşıyor.
- Tom lives alone in a small cabin near a waterfall.
Naoki fakirdi ve bir kulübede yaşardı.
- Naoki was poor and lived in a cabin.
Tom ormanda küçük bir kulübede tek başına yaşar.
- Tom lives all by himself in a small cabin in the woods.