the part of the wheel that comes in contact with the ground

listen to the pronunciation of the part of the wheel that comes in contact with the ground
الإنجليزية - التركية

تعريف the part of the wheel that comes in contact with the ground في الإنجليزية التركية القاموس.

tire
yorulmak
tire
{i} tekerlek

Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir. - Replace the old tires with new ones.

tire
{i} araba lâstiği

Tom'un araba lastiğini değiştirmesi uzun sürdü. - It took Tom a long time to change the tire.

Sokakta aşağıya doğru yürürken iki beyaz kedinin bir araba lastiğinin kenarına işediğini gördüm. - While walking down the street, I saw two white cats pissing near a car tire.

tire
dış lastik
tire
yorulmuş

Sıcak güneş yüzünden, yorulmuşlardı. - Because of the hot sun, they were tired.

Herkes yorulmuş görünüyor. - Everybody seems to be tired.

tire
(Otomotiv) lastik taşıt lastiği
tire
(Askeri) araç lastiği
tire
yorul(mak)
tire
{f} yormak; yorulmak
tire
{f} bıkmak
tire
{i} giysi
tire
bitkin olmak
tire
{i} başörtüsü
tire
yorgunluk

Ben yorgunluktan ölüyorum, bir adım daha atamam! - I'm dead tired, I can't take one more step!

Mayuko yorgunluktan ölüyordu. - Mayuko was tired to death.

tire
{f} usanmak
tire
i., oto. lastik; dışlastik
tire
(fiil) yormak, bıktırmak, yorulmak, bıkmak, usanmak, lâstik takmak, süslemek, dekore etmek
tire
usandır/yorul/yor
tire
{i} elbise

Eve yağlı elbiselerle çok yorgun olarak geldim. - I came home very tired and with greasy clothes.

الإنجليزية - الإنجليزية
tire
tire-
the part of the wheel that comes in contact with the ground

    الواصلة

    the part of the wheel that co·mes in con·tact with the ground

    التركية النطق

    dhi pärt ıv dhi hwil dhıt kʌmz în käntäkt wîdh dhi graund

    النطق

    /ᴛʜē ˈpärt əv ᴛʜē ˈhwēl ᴛʜət ˈkəmz ən ˈkänˌtakt wəᴛʜ ᴛʜē ˈground/ /ðiː ˈpɑːrt əv ðiː ˈhwiːl ðət ˈkʌmz ɪn ˈkɑːnˌtækt wɪð ðiː ˈɡraʊnd/
المفضلات