O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu.
- When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
Dedektiflerden biri onu boynundan yakaladı.
- One of the detectives seized him by the neck.
Yaka onun boynunu yıprattı.
- The collar chafed her neck.