Bunu dışarı götürelim mi?
- Shall we take this outside?
Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?
- Could we have a table outside?
İstasyonun dışında eski bir arkadaşıma rastladım.
- I ran into an old friend of mine outside the station.
Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.
- Innovators think outside the box.
Onu dışarıdan yapabilirsin.
- You can do it from outside.
Biri dışarıdan arıyor.
- Someone is calling from outside.
Sami, polis tarafından bir benzin istasyonunun dışında fark edildi.
- Sami was spotted by police outside a gas station.
Duvar dış tarafta beyaz ve içeride yeşil.
- The wall is white on the outside and green on the inside.
Fadıl'ın görevi onu dış dünyadan uzak tuttu.
- Fadil's job kept him removed from the outside world.
Kalenin dış tarafı beyaza boyandı.
- The outside of the castle was painted white.
Duvar dış tarafta beyaz ve içeride yeşil.
- The wall is white on the outside and green on the inside.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
- It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi.
- Outside of him, no one else came to the party.
Her ikisi de dışarıya bakmak için pencereye gitti.
- Both of them went to the window to look outside.
Tom dışarıya geri döndü.
- Tom went back outside.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Tom Mary'ye dışarıda oynanmayacak kadar sıcak olduğunu söyledi.
- Tom told Mary that it was too hot to play outside.
Alışılmışın dışına çık.
- Think outside the box.
Bir gün ülke dışına uçmak isteyeceğim.
- One day I'll want to fly outside the country.
Tom dışarıdaki insanların sesini duyabildi.
- Tom could hear the sound of people outside.
Maria yatalaktı. Dışarıdaki dünyayla tek irtibatı televizyon yayınları aracılığıyla oluyordu.
- Maria was bedridden. The only contact she had with the outside world was via the TV broadcasts.
Sami'nin cesedinde hiçbir görünür dış travma işareti yoktu.
- Sami's body had no outward sign of visible trauma.
Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
- A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
She's going to the Outside for Christmas.
Jane Green lives outside New York City with her husband and children.
I slept outside last night.
Hepaticology, outside the temperate parts of the Northern Hemisphere, still lies deep in the shadow cast by that ultimate closet taxonomist, Franz Stephani—a ghost whose shadow falls over us all.
The first pitch is ... just a bit outside.
Outside of winning the lottery, the only way to succeed is through many years of hard work.
... should a puck and it goes all the way down forever, unless acted upon by an outside force. ...
... in Chinese companies. You also have investments outside the United States. You also have investments ...