Açık havada iyi zaman geçirdik.
- We had a good time in the open air.
Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
- People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness.
Uyandığımız zaman, açık denizde akıntıya kapılıp sürükleniyorduk.
- When we awoke, we were adrift on the open sea.
Rüzgar durduktan sonra, tekneyle açık denize yelken açalım.
- After the wind has stopped, let's sail the boat off to the open sea.
Rüzgar durduktan sonra, tekneyle açık denize yelken açalım.
- After the wind has stopped, let's sail the boat off to the open sea.
O açık pencereden uçmak üzere olduklarını düşünüyordu.
- She thought they were about to fly out through the open window.
Tatoeba açık kaynaklıdır.
- Tatoeba is open source.
Pencereler açık uyuma.
- Don't sleep with the windows open.
Zarfı açmak için yırttı.
- Tom ripped open the envelope.
Ben bir tasarruf hesabı açmak istiyorum.
- I'd like to open a savings account.
Amerika Birleşik Devletlerinde sivil haklar için mücadele 1954 yılında başladı, hükümetin herkese okul açılmak zorunda olduğunu söylediğinde.
- The fight for civil rights in the United States started in 1954, when the government said school had to be open to everyone.
O zarfı açmak için kesti.
- He cut the envelope open.
Tom Mary'yi ona gönderilen bir zarfı açmak için buğulama yapmaya çalışırken yakaladı.
- Tom caught Mary trying to steam open an envelope addressed to him.
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
- I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
İkide açılışımız var.
- We have an opening at two o'clock.
Sana karşı tamamen dürüstüm.
- I have been completely open with you.
Ben açık ve dürüsttüm.
- I was open and honest.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Pencereler açık uyuma.
- Don't sleep with the windows open.
Açık havada iyi zaman geçirdik.
- We had a good time in the open air.
Açık hava pazarları yerel çiftliklerde yetiştirilen gıdaları satar.
- Open-air markets sell food grown on local farms.
Kayıt konseri ücretsizdir ve herkese açıktır.
- The record concert is free of charge and is open to everyone.
Park herkese açıktır.
- The park is open to everybody.
Tom onun ağzını geniş açtı.
- Tom opened his mouth wide.
Tom'un gözleri geniş açıldı.
- Tom's eyes opened wide.
Sihirli lamba kırılıp açıldı ve cin serbest kaldı.
- The magic lamp broke open and the genie was released.
Kafesi açtı ve kuşları serbest bıraktı.
- He opened the cage and set the birds free.
Wary of hunters, the fleeing deer kept well out of the open, dodging instead from thicket to thicket.
The man is an open book.
I couldn't save my changes because another user had the same file open.
It was as if his body had gone to sleep standing up and with his eyes open.
Banks are not open on bank holidays.
Jeff opens his hand revealing a straight flush.
We have got to bring this company's corrupt business practices into the open.
Open the door, please.
- Please open the door.
This door will not open.
- This door won't open.
... independent. That creates about four million jobs. Number two, open up more trade, particularly ...
... And I would look for open mics and cafes that would just let ...