Üç çocuktan en yaşlısı Tom'dur.
- The eldest of the three boys is Tom.
Fatima sınıfımızdaki en yaşlı öğrencidir.
- Fatima is the eldest student in our class.
En büyük kız şeker istiyorum diyerek birdenbire konuştu.
- Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, I want candy.
En büyük çocuk olmak kolay değil.
- It's not easy being the eldest child.
En büyük kız şeker istiyorum diyerek birdenbire konuştu.
- Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, I want candy.
En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu.
- The eldest son succeeded to all the property.