İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
Aşk iki kişi arasındaki büyümeye başladı.
- Love began to grow between the two.
İki kişi arasında pastayı böldü.
- She divided the cake between the two.
O ikisinden daha çalışkan olanıdır.
- He is the more diligent of the two.
Mary ikisinden daha hoş olanıdır.
- Mary is the prettier of the two.
I need to go number two.
After showing great promise over the last 10 years, he made her his number two'.
... in North America ' become energy secure. Number two, trade ' I'll crack down on ...
... one. Number two, we have to make America the most ...