O, bitişikte yaşayan adamdır.
- That's the man who lives next door.
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
Bunlar, yandaki evde yaşayan insanlar.
- These are the people who live next door.
Dün gece yandaki evde bir yangın çıktı.
- Last night a fire broke out in the house next door.
Tom kapı komşusu kızla evlendi.
- Tom married the girl next door.
Tom bizim kapı komşumuz.
- Tom is our next door neighbor.
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
O bizim bitişikte yaşadı.
- She lived next door to us.
Kapıyı kapatın, lütfen.
- Close the door, please.
Kapıyı iterek açtı ve içeri yürüdü.
- He thrust the door open and marched in.
Bitişik komşudaki köpek tehlikeli.
- The dog next door is dangerous.
O bizim bitişik komşumuz.
- He is our next door neighbor.
Tom kapı komşusu kızla evlendi.
- Tom married the girl next door.
Komşunun çocuğu bir ağaçtan tepe üstü düştü.
- The boy next door fell head first from a tree.
Try the place next door.
... the town next door. ...
... yeah next door downstairs ...