تعريف the mood or feeling in a situation في الإنجليزية التركية القاموس.
- atmosphere
- {i} atmosfer
Atmosferde volkanik kül var.
-There's volcanic ash in the atmosphere.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
-It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- atmosphere
- atmofer
- atmosphere
- çevre
Bu odada garip bir atmosfer ziyaretçiyi çevreliyor.
-A strange atmosphere surrounds the visitor in this room.
- atmosphere
- gazyuvarı
- atmosphere
- havaküre
- atmosphere
- {i} hava
Odada gergin bir hava vardı.
-There was a tense atmosphere in the room.
Atmosferde ne kadar yüksekte seyahat edersen o kadar az hava vardır.
-The higher in the atmosphere you travel, the less air there is.
- atmosphere
- {i} basınç birimi
- atmosphere
- {i} ortam
Çocuklar aile ortamını yansıtırlar.
-Children reflect the family atmosphere.
Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
-What Jane said made the atmosphere less tense.
- atmosphere
- (Askeri) ATMOSFER: Yeryüzünü çevreleyen hava. Ayrıca bakınız: "ionosphere; stratosphere; tropopause; troposphere"
المصطلحات ذات الصلة
تعريف the mood or feeling in a situation في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- atmosphere